PSİKİYATRİK TEDAVİLERLE GELİŞEN METABOLİK BOZUKLUKLAR VE TEDAVİSİNDE DİYETETİK YAKLAŞIMIN ÖNEMİ
Aliye Özenoğlu, Serdal Uğurlu, Günay Can, Engin Eker, Funda Elmacıoğlu
ÖZET
Bu çalışmada, psikiyatrik bozukluğu nedeniyle ilaç tedavisi alan yetişkin hastaların (yaş; 40.5412.82 yıl) vücut ağırlığı, bileşimi ve kan biyokimyasında oluşan bazı değişikliklerin, psikiyatrik tedavi almayan yetişkinlerle (yaş; 38.6112.70 yıl) karşılaştırılması; psikiyatrik ilaç tedavilerinin yol açabileceği endokrin-metabolik ve kardiovasküler bozuklukların ortaya çıkartılması ve ilgili birimlerle işbirliğinin sağlanmasında diyetisyenin etkinliğinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Çalışma grubunda toplam 128 (111 kadın, 17 erkek), kontrol grubunda ise bilinen herhangi bir endokrin-metabolik veya psikiyatrik bozukluğu ve ilaç kullanma öyküsü olmayan 347 (312 kadın, 35 erkek) kişi incelenmiştir. Başlangıçta bütün hastaların antropometrik ölçümleri (boy, kilo, bel ve kalça çevresi), Bioelectrical Impedance Analyzer ile vücut analizleri ve bazı biyokimyasal testler (açlık kan glukozu (AKŞ), insülin, HbA1C, Trigliserid, total kolesterol, HDL, LDL, kan sayımı, B12 vitamini, folat, çinko, CRP, homosistein (HOM), kortizol, fibrinojen, ürik asit, TSH) için kan örnekleri alınmıştır. Verilerin istatistiksel analizi SPSS for windows 10.0 programında Mann Whitney U, pearson korelasyon, multi regresyon analizi ve student t testleri ile yapılmıştır.
Hastaların ortalama psikiyatrik ilaçlarla tedavi süresi 5.295.99 yıl, bu sürede ortalama ağırlık artışı 12.056.80 kg bulunmuştur. Hastaların çoğunluğu birden fazla çeşit ilaç kullanmakta olup bunların dağılımı %71.9 antidepressant, %31.3 antipsikotik, %25.0 duygu-durum düzenleyiciler ve %10.9 anksiyolitikler şeklindedir.
Çalışma grubunda yer alan hastaların ortalama vücut ağırlığı, BKİ, bel ve kalça çevresi ölçümleri ile vücut yağ yüzdeleri kontrol grubundan anlamlı olarak daha yüksektir. Ayrıca, kanda glikoz, insülin, trigliserid, TSH, fibrinojen düzeyleri ilaç kullananlarda anlamlı olarak daha yüksek; total protein, albumin, çinko ve folat düzeyleri anlamlı olarak daha düşük saptanmıştır.
Her iki grupta yer alan vakalar BKI’ne göre kendi içinde normal, fazla kilolu ve obez olarak gruplandırıldığında; BKI arttıkça bel ve kalça çevresi, vücut yağ yüzdesi, kan insülin, HbA1C düzeyleri anlamlı olarak her iki grupta da artarken, HDL kolesterol düzeyleri anlamlı olarak azalmıştır. İlaç kullananlarda tedavi süresi kilo, bel ve kalça çevresi, vücut yağ yüzdesi, kanda insülin, TSH ve HOM düzeyleri ile anlamlı pozitif; albumin düzeyi ile anlamlı negatif korelasyon göstermiştir.
Ayrıca, ilaç kullananlarda kilo artışı, bel ve kalça çevresi; vücut yağ yüzdesi; kan insülin, trigliserid ve TSH düzeyleri ile anlamlı pozitif; vücut suyu, yağsız vücut kütlesi ve kan folat düzeyi ile anlamlı negatif korelasyon göstermiştir. Multipl regresyon analizinde BKI sadece kan şekeri ve insülin düzeyleri ile anlamlı pozitif ilişki gösterirken; bel çevresi kan şekeri, insülin ve trigliserid düzeyleri ile anlamlı pozitif, HDL ile anlamlı negatif ilişki gösterdiği saptanmıştır.
Çalışmanın sonuçları, psikiyatrik ilaçlarla tedavi edilen hastaların obezite ile birlikte, metabolik ve kardiyovasküler hastalıklar yönünden de riskli olduğunu doğrular niteliktedir. Kardiometabolik risklerin tahmin edilmesinde ilgili biyokimyasal parametrelerin ölçümü ile birlikte bel çevresinin ölçülmesinin, BKI’nden daha duyarlı olduğu belirlenmiştir.
Gerek psikiyatrik bozuklukların doğasının ve gerekse tedavide kullanılacak ilaçların bireyi pek çok metabolik ve kardiovasküler bozukluklara da yatkın kılabilmesi nedeniyle, psikiyatrik farmakoterapi alması gereken hastaların endokrin, metabolizma ve beslenme yönlerinden de değerlendirme ve takiplerinin yapılacağı bir ekip tarafından izlenmesinin yararlı olacağı sonucuna varılmıştır. Ekipte yer alacak özellikle endokrin-metabolizma ve psikiyatri alanlarında tıbbi beslenme tedavileri konusunda bilgili ve deneyimli, psikiyatrik bozukluğu olan hastalarla iletişim konusunda yetenekli bir diyetisyenin ilgili birimlerle işbirliğinin sağlanmasında köprü vazifesi yapabileceği gösterilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Psikiyatrik farmakoterapiler, obezite, hiperinsülinizm, bel çevresi Nobel Med 2009; 5(S1): 36-44
METABOLIC DISTURBANCES ARISING OUT OF PSYCHIATRIC PHARMACOTHERAPIES AND THE IMPORTANCE OF DIETETIC INTERVENTION IN ITS TREATMENT.
ABSTRACT
Metabolic Disturbances Arising out of Psychiatric Pharmacotherapies and the Importance of Dietetic Intervention in its Treatment.
The aim of this study was to compare alterations at body weight, composition and blood biochemistry in adult patients (age: 40.5412.82 years) taking pharmacotherapy for their psychiatric disorders and adults (age: 38.6112.70 years) who were not taking psychiatric treatments. A total of 128 (111 female, 17 male) patients in study group, and 347 (312 female, 35 male) who didn’t have any endocrinologic-metabolic or psychiatric disorders and were not on any drug treatment in control group were evaluated. At the beginning, antropometric measuremnts, body composition analysis with a bioelectrical impedance analyzer and blood samples for some biochemical tests (fasting blood glucose, insulin, HbA1C, triglyceride, total cholesterol, HDL, LDL blood counting, vitamin B12, folate, zinc, CRP, homocystein, cortisol, fibrinogen, TSH, uric acid levels) were taken for all patients. Results were analyzed statistically by using a computer program SPSS for Windows 10.0 with Mann Whitney U, pearson corelation, multipl regression analysis and student t tests. Mean treatment length with psychiatric drugs of the patients was 5.295.99 year, and mean weight gain at this period was 12.056.80 kg. Most of the patients have been taking more than one type of psychiatric drugs and their distrubition were 71.9 % antidepressants, 31.3 % antipsychotics, 25.0 % mood stabilyzers and 10.9 % anxyolitics. Mean weight gain, body mass index (BMI), waist and hip circumferences, and body fat percent of patients in study group were higher than in control group. Also while blood glucose, insulin, triglyceride, TSH, fibrinogen levels were statistically higher; total protein, albumin, zinc and folat levels were find statistically lower in study group. When all participants in both of the groups were divided as normal weight, owerweight and obese according to BMI, it was found that while BMI increasing waist and hip circumferences, body fat percent, blood insulin, HbA1C levels increased but HDL levels decreased significantly. In study group, treatment period corelated positifly with body fat percent, blood insulin, TSH and homocystein levels; but corelated negatively with albumin level. Weight gain corelated positively with waist and hip circumfernces, body fat percent, blood insulin, trigliseride and TSH levels; but corelated negatively with folat level in patients taking psychiatric drugs. According to results of this study, it was shown that patients treated with psychiatric drugs are sensitive to metabolic and cardiovascular diseases along with obesity. So, it was though that patients who need psychiatric pharmacotherapies may have benefit if evaluated and treated by a team consisting endocrinologic, metabolic and nutritional specialists. A dietician knowledgeable and experienced in medical nutrition therapies on endocrine-metabolism and psychiatric disorders areas has an important role for collaborating with other related units.
Keywords: Psychiatric pharmacotherapies, obesity, hiperinsulinism, waist circumference Nobel Med 2009; 5(S1): 36-44
Click here to view the full-text article in PDF format.